Terapist, danışman ya da kolaylaştırıcı açısından her danışan için her seans baştan düşündüren ve süreci yeniden düzenlemesi gereken bir alandır. her seans dinamik ve esnektir. mermer gibi sert bir zemini yoktur. vakanın ne getirdiği, nasıl anlattığı, ne konuştuğuna göre baştan sona formülasyonların olabileceği fakat formülasyona dayanmayan, zamana, gelene ve olana açıklık gereken bir alan...
Çünkü her seansın getirileri ile vaka yeniden anlaşılır ve nasıl çalışılacağı kendiliğinden belirlenir. bütüncül yaklaşım o geçişleri sağlar ve enstrüman çeşitliliği hem terapistin gücünü, hem de danışanın güvenini arttırır. Güven, hem etik hem ruhsal, hem bilişsel süreçlerin açılıp ilerlemeyi sağlayan en önemli etmendir diyebilirim.
Güvenin kolaylaştırdığı açıklık, hem kolaylaştırıcının, hem de danışanın durumu anlama ve yaklaşma kapasitesini genişletir.
Davranışçı çalışan birinin psikanaliz yapmaması gerektiğini, tek bir yaklaşımla ilerlemesi ve o yaklaşımı iyi bilmesi gerektiğini söyleyenler de var.
Kişisel olarak düşüncem, eklektik; bütüncül yaklaşım her zaman terapistin elini kuvvetlendirirken, belki de bir yaklaşımla ilerlemek, terapisti bu yaklaşımda derinleştirip genişletir ve tecrübelendikçe belki de kuramın ilk anlattıklarından çok daha kapsamlı bir ilerleme kaydedebilir. Aile Dizimi için bunun çok geçerli olduğunu düşünmekle birlikte, tek başına aile dizimi ile ilerlemek yerine Gestalt gibi, nefes gibi, travmanın iyileşmesi gibi, beden psikoterapisi gibi enstrümanların da işin içine katılmasından yana olduğum da bir gerçektir.
Danışan, korkularıyla, kaygılarıyla, perversiyonları, açıklıkları, sınırları ve sınırsızlıklarıyla biriciktir. bu nedenle terapi bu insanı şekillendirmek üzere planlanan bir süreçten çok, kişiye göre şekillenerek ilerleyen bir süreçtir.
Bunun için de her insanın süreci, seans sayısı, görüşme aralıkları, seansların nasıl gerçekleştiği, o seansta hangi yolun izlendiği; yaşamın akışına paralel olarak, kendi biricikliği ve süreci içerisinde ilerler.
Bunun dışında eklemek istediğim şey, terapist, danışman, kolaylaştırıcı ya da danışan, hiç fark etmeksizin her birimizin zaman zaman bu türden görüşmelere ihtiyacı var.
Bunu size kısacık bir hikaye ile aktarmak isterim:
Zamanın birinde bir derviş çıkmış evinden gitmiş doğaya, orada bir hayat kurmuş. Ara sıra ailesi gelir, ara sıra da kendisi gidermiş, görüşürlermiş.
Yine böyle bir zaman gelmiş, keçisini sağmış, sütünü koymuş tülbente, asmış dalına çıkmış yola.
Gelmiş erkek kardeşinin çalıştığı ayakkabıcı dükkanına. Girmiş içeri, insanlar bakmış bir adam, dalında bir tülbent asılı. O sırada kardeşini görmüş, eğilmiş; bir hanıma ayakkabı denetiyor.
Tam bunu gördüğü an başlamış tülbentten süt damlamaya. Şıp Şıp...
Ooo ağabeyim, hoş geldin. Galiba marifet şehirde, insan içinde sütü tülbentte taşımak...
Cümleten Sağlıklı, Sevgili, Bereketli günlerimiz olsun...
Serap Akın
Telif Hakkı © 2023 Serap Akın ile Aile Dizimi ve Travma İyileşmesi - Tüm Hakları Saklıdır.
Serap Akın ile Aile Dizimi ve Travmadan İyileşme
Web sitesi trafiğini analiz etmek ve web sitesi deneyiminizi optimize etmek amacıyla çerezler kullanıyoruz. Çerez kullanımımızı kabul ettiğinizde, verileriniz tüm diğer kullanıcı verileriyle birlikte derlenir.